O Ses
Bir grup kurbağa ormanda dolaşırken gruptan ikisi derin bir çukura düştü. Diğer kurbağalar çukurun etrafına toplanıp, çukurun ne kadar derin olduğunu görünce, iki kurbağaya, kurtuluşları için hiç umut kalmadığını söylediler.
Ancak, iki kurbağa da diğerlerinin söylediklerini duymazdan gelmeye karar verdi ve çukurdan çıkmaya çalıştı.
Çabalarına rağmen, çukurun tepesindeki kurbağa grubu onlara, pes etmeleri gerektiğini ve asla başaramayacaklarını söylüyordu.
Sonunda kurbağalardan biri diğerlerinin söylediklerine kulak astı ve pes ederek çabalamayı bıraktı. Çukurun en dibine düşerek öldü. Diğer kurbağa ise elinden geldiğince hızlı zıplamaya devam etti. Kurbağa kalabalığıysa, kalan kurbağaya da olumsuz sözler telkin etmeye devam etti. O ise en iyi zıplayışını yaptı ve sonunda başardı. Dışarı çıkınca diğer kurbağalar, hayretle, nasıl başardığını sorduklarında, kurbağa onlara dönerek ve ellerini kulaklarına götürerek;
“Efendim, bir şey mi söylediniz; sizi duyamıyorum!” dedi.
Kurbağa işitme engelliydi.
Derler ki, bir şey olup bitinceye kadar kimseye söylemeyin. Planlarınızdan bahsetmeyin. Yapacaklarınız hakkında olumlu düşünseler ve size destek verseler dahi, içinizde o konuya karşı hissettiğiniz isteği azaltmış ve enerciyi dağıtmış olacaksınız.
Yani nazardan falan bahsetmiyorum. Her zaman nazarı insanın kendisinin yarattığını düşünürüm. Ve başkasının bizi etkileyecek kadar etki alanımıza girebileceğine inanmıyorum. Kendi başarısızlık ya da bilinç altımızda işleyen negatif bir kayıdın etkisini, her zaman olduğu gibi dışarıyı suçlayarak açıklarız. İnsan kendisiyle yüzleşmekten, mümkün olduğu müddetçe kaçma eğilimi içindedir.
Uzun zamandır yapmak istediğim bir iş var. Bu işi yapma isteği içime ne zaman düşse, harekete geçmek yerine gidip birine anlatıyorum. Sonra yapmış gibi rahatlıyorum, taki bir kez daha içime düşene kadar. Bir kısır döngü oluşturdum, içinden çıkmıyorum.
Hedefleriniz için destek beklemeyin. İçinizden gelen yap taleplerine dışarıdan onay beklemeyin. Yapın. Dışarıda size konuşan seslerin hepsi sizin düşünceleriniz, özellikle de yüzleşmek istemedikleriniz…
Duyduğunuz tüm sesler içinizden dışarıya yansıyanlardır. Gizli kapaklı tuttuğunuz, kabullenmek istemediğiniz ya da korktuğunuz ne varsa biri çıkıp onu konuşacaktır. Bu yüzden net bir tavır ve kesin bir kararla doğru bildiğiniz yolda yürürken tezahürata ihtiyacınız yoktur. İhtiyacınız olan tek şey içinizine o hevesi düşüren, yapmanız için sizi dürten, aklınıza olabilir fikrini veren O’ ndan başkası değildir. O, sizden hiç eksik etmediği umuduyla her zaman sizinledir, sizinle beraberdir. Dışarıda tüm sesleri susturduğunuzda O’nun sesini duyarsınız ve o zaman anlarsınız başka hiç bir sese ihtiyaç olmadığını…