Çorum
Parçalı az bulutlu
6°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
42,6057 %0.02
49,6123 %0.05
Ara

En Güzel Söz Henüz Söylenmedi

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

İnsan, kelimelerle düşünen bir varlık. Tarih boyunca, duygu ve düşüncelerimizi aktarmak için dil denen mucizeyi işledik. Binlerce yıldır, sayısız ağızdan dökülen, papirüslere, kil tabletlere, parşömenlere, defterlere, ekranlara kazınan sözler… Homeros’un destanları, Hz. Süleyman’ın özdeyişleri, Konfüçyüs’ün hikmetleri, Shakespeare’in dizeleri, Yunus’un ilahileri, Nazım’ın mısraları… Hepsi, insan ruhunun ve zihninin doruklarından süzülüp gelmiş inciler. Peki, gerçekten en güzel söylenmiş midir? Bence hayır. “En güzel söz henüz söylenmedi” çünkü dil, tıpkı insanlık gibi, bir yolculukta. Bitmemiş bir şiirin, tamamlanmamış bir senfoninin mısralarıyız.
Bu ifade, bir umut ışığıdır öncelikle. Eğer en güzeli çoktan söylenmiş olsaydı, geriye sadece tekrar etmek, taklit etmek kalırdı. Oysa her yeni gün, eşi benzeri görülmemiş bir deneyim getirir. Bugünün insanı, antik Yunan’daki insandan farklı bir dünyaya uyanıyor. Uzayı seyrediyor, yapay zekayla konuşuyor, dijital bir evrende aşkı ve yalnızlığı tadıyor. Bu yeni deneyimler, yeni sözcükler, yeni metaforlar, yeni bir lirizm talep ediyor. Henüz söylenmemiş en güzel söz, belki de bir astronotun Mars’taki ilk şafağı tarif edişinde, ya da kalbi kırık bir gencin sanal âlemde kurduğu yalnız cümlede saklı. Dil, içinde bulunduğu çağın nefesini taşımak zorunda; bu yüzden her çağ, kendi “en güzel”ini doğurur.
Aynı zamanda bu, bir meydan okumadır. Büyük ustaların gölgesinde ezilmemek, “artık her şey söylendi” dememek için bir çağrı. Kalemi eline alan herkese, “Haydi, daha iyisini, daha derinini, daha çarpıcısını, daha yalınını söyle; senin sesinle, senin zamanının rengiyle” der. Yaratıcılık, bir miras değil, bir emanettir. Geçmişin güzelliklerine hayran olup da onların arasında kaybolmak değil, onların omuzlarında yükselip ufka bakmaktır. O henüz söylenmemiş en güzel söz, her birimizin içinde, henüz tam formunu bulamamış bir his, bir fikir olarak bekliyor olabilir.
Peki, “en güzel”i aramak bir yanılgı mı? Belki de asıl mesele, “en güzel”i değil, “en hakiki”yi, “en insani”yi söylemektir. Belki de söylenmemiş olan, kırılganlığımızı, utancımızı, küçük sevinçlerimizi, karmaşık vicdanımızı kelimelerle kuşatabilmenin yeni bir yoludur. Bazen bir çocuğun söylediği, dil bilgisi kurallarına uymayan basit bir cümle, yazılmış en karmaşık şiirden daha “güzel” gelebilir kulağa. Çünkü samimiyet ve özgünlük, güzelliğin en katışıksız halidir.
Sonuç olarak, “En güzel söz henüz söylenmedi” ifadesi, dili ve insanı donduran değil, özgürleştiren bir inançtır. Geçmişe saygı duyarak geleceğe açılmanın, geleneği sahiplenerek yeniyi aramanın ifadesidir. Bizler, kelimelerle örülmüş büyük bir sohbetin içindeyiz. Bu sohbette atalarımızın sözleri bize yol gösteriyor. Ve şimdi sıra bizde. Mikrofon bize uzatıldı. Belki o en güzel sözü biz söylemeyeceğiz, belki onu torunlarımızdan biri söyleyecek. Ama her samimi, her yürekten, her yenilikçi çaba, o sözün söyleneceği zemini hazırlıyor. Öyleyse susmayalım. Yazalım, konuşalım, mırıldanalım, haykıralım. Çünkü söze dökülecek daha çok güzellik, anlatılacak daha çok insanlık hikâyesi var. Ve o henüz söylenmemiş en güzel söz, belki de bir sonraki nefesimizle dilimizin ucunda, bekliyor.
 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *