İki Duygu Bir Hedef
İki Duygu Bir Hedef
Hüsran ve umut, bir madalyonun iki yüzü gibi birbirine sırt sırta vermiş, ruhun en uç noktalarını aynı anda sızlatan bir duygu karmaşasıdır. Arca Çorum FK bize bu iki duyguyu layıkı ile yaşatıyor. Bir hafta umut bir hafta hüsran … Bir hafta güzel oyun ile gelen puanlar bir hafta üretemeyen bir takım … Maç sonunda hem mağlubiyetin üzüntüsünü yaşayan Kırmızı-Siyahılara, Hüseyin Eroğlu tarafından aşılanan süper lig inancı ve bu iki iki zıt duygu arasında gidip gelen Çorum FK taraftarı.
Hüsranı daha güçlü hissediyor olabiliriz çünkü bu duygu anın gerçeğidir! Umut ise yarının tek dayanağı…
Ben umuda tutunmak istiyorum. Ben bu haftaki yazımda da maç analizinden ziyade ruh halimizden bahsedeceğim ve umudun tarafında olacağım.
Hüsran
Yine bir deplasman yine bir hüsran! Bir sonraki maçtaki zorlu deplasmanı da düşününce devre arasına bu ruh halinde girmek gerçekten üzücü. Sahaya çıkamayacağımız bu sürede takıma iyi gelecek tek şey transfer ancak puan tablosundaki konumumuzun da transfer sürecini de olumsuz etkilemesinden endişeliyim. Özellikle süper ligden transfer edilmeye çalışan oyuncuların, tercihinin Arca Çorum FK değil de üst sıralardaki takımlar olma ihtimali hiç de az değil fakat bu hüsranın içinde bile bizi ayağa kaldıracak bir ışık var!
Umut
Hüsranın bu denli keskin hissedilmesi, aslında içimizdeki Süper Lig arzusunun ne kadar diri olduğunun bir kanıtıdır. Eğer hayallerimiz olmasaydı, Erzurum’un dondurucu soğuğunda kaçan bu fırsat canımızı bu kadar yakmazdı. Evet, mevcut kadronun tıkandığı noktalar gün gibi ortada. Deplasmandaki hatalarımız, yeterince üretken olamayışımız bizi çaresiz bırakabiliyor fakat unutmamalıyız ki; Hüseyin Eroğlu’nun gelişinden bu yana takıma sirayet eden o "planlı oyun" mentalitesi, aslında daha büyük bir resmin ilk taslakları olduğunu düşünüyorum.
Benim umudum, tabeladaki sonuçlardan ziyade, kulübün genlerine işlenmeye çalışılan o Süper Lig vizyonunda gizli. 19. hafta sonunda zirveyle aramızdaki puan farkı, 3-5 haftalık seriye bakacak kadar makul bir seviyede. Eğer devre arası kampında o beklenen "hareket" ve “derinlik” aşılanırsa, 125 gün sonra bambaşka bir hikayeyi kutluyor olabiliriz!
Hüsran Geçici, Umut Baki
Şimdi top yönetimde ve teknik heyette. İsimlerden ziyade niteliğe, tecrübeden ziyade dinamizme odaklanan o doğru transfer hamleleri geldiğinde; hüsranla geçen deplasman günleri yerini bayram havasındaki galibiyetlere bırakacaktır. Unutmayın ki, Diyarbakır deplasmanında sonra ligin en "yokuş aşağı" fikstürü bizi bekliyor.
Hüsranın geçiciliğine, umudun ise sürekliliğine inanalım. Bu takımın ruhunda süper lig ateşi hâlâ yanıyor; yeter ki biz o ateşi hüsranla söndürmek yerine, umutla harlamaya devam edelim.