Çorum
Açık
13°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
41,3507 %0,36
49,0543 %0,57
Ara

BİR ADIM ÖTEYE

YAYINLAMA:
BİR ADIM ÖTEYE Büyük bir japon bilgesi, çölde kumlar üzerinde oturmuş meditasyon halindedir.
Adamın biri, ona yaklaşır ve şöyle der:
– Beni öğrencin olarak kabul et.
Bilge, parmağıyla kumlar üzerinde düz bir çizgi çeker ve şöyle der;
– Kısalt!
Adam, avuçlarıyla çizginin yarısını siler.
Bilge der ki;
– Git, bir sene sonra tekrar gel.
Bir yıl geçer. Bilge, yine bir çizgi çizer ve der ki;
– Kısalt!
Adam, bu kez çizginin yarısını avucu ve dirseğiyle kapatır.
Bilge, gene kabul etmez ve der ki;
– Git, gelecek sene gene gel.
Gelecek yıl olur. Bilge, tekrar kumların üzerine bir çizgi çeker ve adamdan onu kısaltmasını ister.
Bu kez, adam der ki;
– Bilmiyorum.
Ve Bilge’den cevabı kendisine söylemesini rica eder.
Bilge, çizginin yanına daha uzun bir çizgi çekip şöyle der;
– Şimdi kısaldı.
Bu hikaye, japon kültüründe ilerlemenin yolunu gösteren sırlardan biridir.
Kısa çizgi her zaman başkasının başarısı da olmak zorunda değil. Her gün kendimizi bir önce ki günden ileri taşımak, kendimizi aşmak günden güne o çizginin uzaması demek. Bazen günü atlatmış olmak bile kâr geliyor insana. Kaldığı ki kendini geliştirmeyi düşünsün. Kendine hedefler koymak, güne yaşam amacını hatırlayarak başlamak hayata bağlar insanı. Oysa günler bir öncekinin benzeri olarak gelip geçiyor. Zaman sadece geçmesi için yaratılmış gibi. Oyalanmak bazen yaşamak. Orada, burada, şurada… Her hangi bir çizgiyi az bile olsa geçmeden ayrılmamalı bu hayattan. İşte o geçilecek çizgiyi bulmak mesele. Değerli bir şey  olmalı. Kıymetli bir şey olmalı o. Öyle olmalı ki milim geçmiş olsan büyük bir başarı sayılmalı. Benim seçimim kendimden yana. Kendini öyle aşmalı, kendini öyle bir arkada bırakmalı ki karşılaşsalar dahi ikisi  birbirlerini tanımamalı. Bir ben ama öyle bir ben olmalı ki asla eski bir beni hatırlatmamalı. Ömrünü arayış içinde geçiren Yunus Emre’nin karşısına kendisi çıkar. Aradığın benim der. Yıllardır özlediğin, aradığın benim. Yunus kendi kendini şaşkınlıkla izler. Yıllardır aradığının kendi olduğunu “Bir ben vardır ben de benden içeri” şiiriyle başka insanlara da anlatmaya çalışır. Bu uyanışla Yunus Emre olur. Tarihe iz bırakır ve bunu kendi üzerinde yarattığı devrimle yapar. Benzersiz şekilde… Yunus hem karşılaştığıdır hem de O’nunla karşılaşandır. Kısa çizgisi de O’dur uzun çizgide O’dur. Yunus Emre’yi Yunus Emre yapan kendine uzatmak için doğru bir kısa çizgi seçmiş olmasıdır. Ömrü hatırlanmayacak en önemlisi de uzattığında varlığında devrim yaratmayacak kısa çizgilerle uğraşarak geçirmemek lazım. Kişisel devrimin için yaşaman lazım. Aş kendini. Kim olursan ol yolun sonunda gerçek kendinle buluş ol,  O ol yeter…
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *