KURBAN İBADETİ ve MAHİYETİ  Kurban, İslam’ın mali ibadetlerinden biridir. Sözlükte yaklaşmak, Allah’a yakınlık sağlamaya vesile olan şey anlamına gelir. İslam ahlakında; ibadet niyetiyle belirli vakitte, belirli nitelikler taşıyan hayvanları kesmek demektir. Yüce Allah Kur’an-ı Kerim de sevgili Peygamberimize (sav): “Rabbin için namaz kıl, kurban kes” buyurmaktadır. (Kevser/2) Kurban ibadeti, çokça sevap kazanma vesilesidir. Allah Resulü, “O (kurban), babanız İbrahim’in sünnetidir” buyurmuştur. Sahabe, kurbanda kendileri için ne gibi bir sevap bulunduğunu sormaları üzerine; kurbanın her bir kılı için bin hasene verileceğini bildirmiştir. (İbn. Mace, İbn. Hanbel) diğer bir hadiste, Hz. Aişe şöyle anlatıyor: Resulullah buyurdu ki; “Hiçbir kul, kurban günü Allah indinde kan akıtmaktan daha sevimli bir iş yapmaz. Zira kesilen hayvan kıyamet günü boynuzlarıyla, kıllarıyla, tırnaklarıyla gelecektir. Hayvanın kanı yere düşmeden önce Allah indinde yüce mevkiye ulaşır. Öyleyse onu gönül hoşluğu ile îfa edin.” (Tirmizi) Allah’a yakınlaşmak niyetiyle kesilen hayvana kurban denir. Kurban şükrü ifade ettiğinden keseni takva mertebesine ulaştırmaya vesiledir. Namazla başlayan Allah’a yakınlaşma, kurbanla daha ileri bir merhaleye ulaşır. Kurban Bayramı bizler için önemli iki bayramlarımızdan biridir. Zilhicce Ayı’nın 10. 11. 12. 13. günleridir. Kurban kesimi bayram namazının kılınmasının ardından başlar, 3. günün akşamıyla son bulur. Ancak bayramın 1. günü bayram namazından sonra kesilmesi daha faziletli görülmüş, gündüz kesilmesi tavsiye edilmiştir. Her ibadette olduğu gibi kurban ibadetini de yerine getirirken en önemli husus Rabbimizin rızasıdır. Kur’an ayetlerinde kesilen kurbanlık hayvanların et ve kanlarının değil bu kesimi yapan Müslümanın niyeti, takva ve bağlılığın Allah’a ulaşacağı bildirilmektedir.  Nitekim Kur’an ayetlerinde: “Onların etleri ve kanları asla Allah’a ulaşmaz, fakat O’na sizin takvanız ulaşır “buyrulmaktadır. (Hac/37) Takva ise; yasaklardan kaçınarak Rabbine, O’nun rahmetine sığınma ve himayesine girmektir. Kurban ancak kesilerek eda edilir. Hayatın her alanında merhameti şiar edinen Allah Resulü, kurbanını bizzat kendisi kesmiş ve şöyle buyurmuştur: “Bugün ilk işiniz bayram namazı kılmak, sonra dönüp kurban kesmektir. Böyle yapanlar sünnetime uygun davranmış olur.” (Buhari) O halde ergenlik çağına giren, Dinen zengin sayılacak kadar mal varlığına sahip (80.18 gr. altın, mal veya para), mukîm olan (yolcu olmayan) her erkek ve kadın Müslüman kurban kesmekle yükümlüdür. Kurbanı Allah’ın ismiyle tekbir getirerek kesmeli, etini ise üçe ayırıp birinci bölümü ev halkına, ikinci bölümü eş dost akrabaya ikram edilmeli, üçüncü bölümü ise ihtiyaç sahiplerine yoksul ve muhtaçlara dağıtılmalıdır. Keseceğimiz kurbanlarımızın yaratanın katında makbul olması için niyetimize çok dikkat etmeli, bu ibadetimizde sadece et elde etme veya âdet yerini bulsun gibi başka hiçbir niyet veya maksada, gönlümüzde yer vermemeliyiz. Nihai gayemiz; ibadetimizi sadece yüce Allah’ın hoşnutluğunu kazanmak, O’na yakınlaşmak ve bize lutfetmiş olduğu sonsuz nimetlerini, yine onun rızasına uygun olarak yoksul ve muhtaç kardeşlerimizle paylaşmak olmalıdır. Kurban edilecek hayvanın sağlıklı ve âzâları tam olmalıdır. Kötürüm derecesinde hasta, zayıf, bazı âzâları eksik, mesela bir ya da iki gözü kör, kulakları ve boynuzları kökünden kesilmiş, dili kesik, dişlerinin tamamı veya çoğu dökülmüş, kuru ve memesi kesik, hayvanlardan kurban olmaz. Ancak hayvan doğuştan boynuzsuz, şaşı, topal, deli, bir kulağı delik, yırtık olmasında kurban açısından bir sakınca yoktur. Tavuk, kaz, ördek, devekuşu, ceylan vb. hayvanların kurban olarak kesilmesi geçersiz olur. Kurban Bayramı süresince unutmayacağımız, dikkat edeceğimiz diğer bir husus da teşrik tekbirleridir. Kurban Bayramının bir gün öncesinden (arefe günü) sabah namazı ile başlar, 4. günü ikindi namazına kadar, ikindi namazı da dahil olmak üzere farz namazların peşine selam verdikten sonra bir defa getirilir. Şöyle ki ; “Allahu Ekber Allahu Ekber,  Lailahe İllallahu Vallahu Ekber , Allahu Ekber ve Lillahi‘l Hamd” ister cemaatle ister yalnız başına namaz kılan, kurban kesen veya kesmeyen, yolcu olan veya olmayan kadın-erkeğin, farz olan her namazın peşinden bir defa teşrik tekbirlerini getirmeleri gerekir. Kıymetli okurlar; Kurban ibadeti; Allah’ın emrine teslim, Resul’ünün uygulamasına tabi olmaktır. Kurban ibadetinde derin bir kulluk bilinci vardır; samimiyet, teslimiyet ve fedakârlık... Müminler her kurban kesiminde Hz. İbrahim ile oğlu İsmail’in yüce Allah’ın buyruğuna itaati konusunda verdikleri başarılı sınavın hatırasını tazelemiş ve kendilerini de benzeri itaate hazır olduğunu, simgesel davranışlarla göstermiş olmaktadır. Kurban edilen hayvanın ne eti ne de kanı Allah’a ulaşmazken, kurbanla müminin olgunlaşması, Rabbine yakınlaşması, muttakilerden olması amaçlanmaktadır. Şayet kurban kesmemek merhamet ve şefkat olsaydı, Allah Resulü kesmez Allahu Teala da emretmezdi. Gayemiz kuran ve sünnetin belirlediği istikametten sapmadan, hak yolda ihlasla yürümek, Allah Resul’ünün bizden istediklerini Hz. İbrahim-Hz. İsmail (AS) teslimiyeti ile yerine getirmek olmalı. (Kynk: (İlmihal ll TDV) Siz değerli okurların ve tüm İslam aleminin yaklaşmakta olan Kurban Bayramı’nı tebrik ederim.                                                                                                                                                                                   Selam ve dua ile...