“ULÜ’L – AZM“  PEYGAMBERLER 

Yayınlama: 19.10.2023
Düzenleme: 19.10.2023 13:41

“ULÜ’L – AZM“  PEYGAMBERLER 

İslam’da iman esasları veya imanın şartları denilen altı inanç ilkesinden biri de Peygamberlere imandır. Amentü duasında  “Ve rusülihi” kelimesi Allahu Teala’nın Peygamberlerine iman etmeyi bildirmektedir. Bütün Peygamberlerin temel işlevleri ise tebliğdir. Allah’tan vahiy yoluyla aldıkları İlahi mesajları eksiksiz olarak insanlara ulaştırmaktır. Tüm Peygamberlerin ilk daveti ise ‘tevhit’ tir. Çünkü tevhit; Allah’a inanmanın, hak yoluna girmenin başlangıcıdır. Hak din, ilk insan ve ilk peygamber Hz. Adem (AS) ile başlamış, Hz. Muhammed(SAV) ile son bulmuştur. Dolayısıyla Allah’ın farklı Peygamberlerle gönderdiği dinin esası aynıdır. Kur’an da adı geçen Peygamberler: Adem, İdris ,Nuh, Hud, Salih, Lut, İbrahim, İsmail, İshâk, Yakup, Yusuf, Şuayp, Harun, Musa, Davut, Süleyman, Eyyüp Zülkif, Yunus, ilyas, Elyesa, Zekeriya, Yahya, İsa ve Muhammed (AS)’dır. Lokman, Üzeyr ve Zülkarneyn Kur’an’da adı geçtikleri halde Peygamber oldukları ihtilaflıdır. Allah’tan aldıkları ağır görev ve yüklendikleri sorumluluklar karşısında yılgınlık göstermeksizin İnsanlara dini tebliğ görevini yerine getiren, bütün zorluklara göğüs germede sabırlı, azimli ve kararlı olup sebat edenlere  Ulu’l Azm  peygamberler  denir. Nuh, İbrahim, Musa, İsa ve son peygamber Hz.Muhammed (SAV) Ulü’l Azm peygamberlerdir. Hz. Muhammed (SAV) Habibullah, Hz.İbrahim (AS) Halilullah, Hz.Musa (AS) Kelimullah, Hz.İsa (AS) Ruhullah, Hz.Nuh (AS) Neciyyullah, Hz.Adem(AS)ise  Safiyyullah’tır.

İslam bilginleri, Peygamberleri  diğer insanlardan farklı ve seçkin kılan başlıca beş temel nitelik bulunduğunu belirtirler. Bunlar Sıdk; doğruluk ve dürüstlük, emanet; güvenirlik, İsmet; günahsızlık, fetanet; zeki ve güçlü bir muhakeme yeteneğine sahip olma, tebliğ; Allah’tan aldığı ilahi mesajı eksiksiz bildirme, duyurma şeklindedir. Buna göre Peygamberler Allah’tan aldıkları bilgileri olduğu gibi insanlara ileten güvenilir, günah işlememiş kişilerdir. Zeki oldukları gibi ve muhakeme yetenekleri güçlü olduğu için ilahi öğretiyi en iyi, en doğru şekilde kavramışlar ve ümmetlerine aktarmışlardır.  Tebliğ ettikleri ilahi gerçeklere öncelikle kendileri inanmışlar; dini, ahlaki, hukuki hükümleri en titiz bir şekilde kendi hayatlarında uygulamışlardır. Kuranı Kerim’de de pek çok ayette işaret buyurulduğu üzere insanlar, Peygamberlerin öğrettiği öğretilerinden ve irşadlarından uzaklaştıkları dönemlerde batıl inançlara sapmışlar, çeşitli ahlaki bozukluklara mübtela olmuşlar, mal mülk, makam mevki, şehvet, şöhret gibi ihtirasları tatmin etmek için haksızlık, zülüm ve şiddete yönelerek fitne ve fesat çıkarmışlar; birbirlerine en ağır kötülükleri reva görmüşler, güçlüler zayıfları ezmiş yine de Allah, engin merhametinin eseri olarak çeşitli devirlerde Peygamberler göndermek suretiyle insanları bu tür buhranlardan kurtarmış, onlara dünya ve ahirette mutlu olmalarının yollarını göstermiş, son olarakta bu şerefli görevi  Hz. Muhammed (SAV )’e yüklemiştir.

Peygamberlere iman etmek, hepsinin Allah’ı Teala tarafından seçilmiş sadık, doğru sözlü olduklarına inanmaktır. Onlardan birine inanmayan kimse hiçbirine inanmamış olur. Kişi Allaha inanıp da diğer iman esaslarını inkar edemez, çünkü iman esasları bir bütündür.  Peygamberlere iman etmeyen Allaha iman etse bile bu onun dinden çıkmasına vesiledir. Oysa ki Allahu Teala Peygamberler vasıtasıyla, insanların dünyada rahat ve huzur içinde yaşamaları ve ahirette de sonsuz saadete kavuşmalarının yolunu bildirmiştir.

Kıymetli okurlar!

Günümüzde özellikle batı dünyasında Hristiyanlığın boşluklarının da etkisiyle önce Peygambersiz bir tanrı inancıyla (deizm) başlayan Peygamberlik yolundan sapış, pozitivizm ve marksizmle giderek tam bir dinsizlik inancına ve tanrısızlık inancına dönüşmüş, bunun sonucunda da  olumsuz gelişmeler yeniden ortaya çıkmış, bu olumsuz gelişme insanlığın temel değerlerini, dünya ve ahiret mutluluğunu hatta doğrudan doğruya insanlığın varlığını ortadan kaldırma noktasına varan bir tehlike haline gelmiştir. Bütün bunlar Peygamberin  insanlık için ne kadar önemli ve vazgeçilmez olduğunu göstermektedir. Hz. Muhammed(SAV) bütün âlemlere son Peygamber olarak gönderildi ve İslam dini bütün dinleri neshetti, yani yürürlükten kaldırdı. Bu dinin hükmü kıyamete kadar süreceğinden dünyanın hiçbir yerinde ondan başka bir dinde bulunmak caiz olmadı. Ondan sonra hiçbir Peygamber de gelmeyecektir. Kuranı Kerim’in muhafaza edilmesinin ve diğer kitaplar gibi bozulmamasının sebebi ise Resulullah efendimizin son Peygamber, dinimiz İSLAMIN son din olduğu içindir. İslamiyet’in hükümleri kıyamete kadar geçerlidir.    Selam ve dua ile…