HATIRALARLA TÜRK MUSİKİSİ

Yayınlama: 08.02.2024
Düzenleme: 08.02.2024 11:29

HATIRALARLA TÜRK MUSİKİSİ

FARABİ II

Felsefe dünyasında Muallim-i Sani lakabıyla tanınan Farabi, musiki alanında da birçok tarihçi ve musikisi nazariyatçısı tarafından Muallim-i Evvel olarak kabul edilir. Ya’kup b. İshak El- Kindi’nin eserlerini inceler. El- Musikal Kebir kitabında Yunanlıların musiki nazariyat bilgilerini araştırır ve onların eksik ve hatalarını da tespit ederek düzeltir.

Farabi, musiki ilmini nazari ve ameli olarak 2 bölümde ele alır. Kitabı incelendiğinde onun sadece büyük bir nazariyatçı değil, aynı zamanda musiki sanatını fiilen icra eden bir sanatkâr olduğu açıkça görülür. Musiki nazariyatına olan vukufu sonucunda konuları büyük bir açıklıkla ifade edebilmesi ancak onun bu sanattaki yüksek icracılığıyla ortaya çıkar. Daha önce mevcut olan ud ve kanun düzeninde bazı hamleler yaptığı kabul edilir. Musikideki önemi, doğu musikisinin nazariyatıyla ilgili Kindi’den sonra ilk önemli eseri yazmış olmasındandır. Gerçi musikinin sanat yönünü iyi bildiği ve enstrüman çaldığı bir gerçektir. Ancak musiki aleti icat ettiğine dair, eserlerinde ve hakkında bilgi veren kaynaklarda bu konuyla ilgili bilgi yoktur.

Farabi musiki ile astroloji arasındaki ilgiyi reddeder. Kindi’nin kurup bitirdiği okulun ilerlemesine katkıda bulunur. Kitab-ül Musiki El-Kebir (büyük musiki kitabı) adındaki eseri biri 8 diğeri 4 olmak üzere 2 bölümden oluşur.1. bölümde musiki teorilerini anlattıktan sonra ikinci bölümde kendinden önceki musikişinasların ileri sürmüş oldukları fikirleri eleştirir.

Hekimbaşı Gevrek-zade Hasan b. Ahmed, “Emraz-ı Ruhiye-i Nagamat-ı Musikiye” adındaki risalesinde Farabi’nin birçok ilim dalında olduğu gibi musikinin de tıpta kullanıldığını, Hoca Nasiri Tusi, Hoca Abdülmümin Sofi ve Safiyüddin’den önce yeni yöntemler ileri sürdüğünü yazar. Şeyhülislam Esad Efendi, Lehcetü’l Lügatinde Farabi’yi metheder. Ayrıca birçok eserde Kemaleddin, Ebu Ali ibn Sina gibi ustalarla Mısır’da toplanarak o günkü sistemleri gözden geçirdiklerini ifade eder. Bu toplantılarda 24 terkibin 38’ e çıkarıldığını açıklar. Dr. Nazmi Özalp, Ahmed Süheyl Ünver’in Farabi’nin musiki ve makamlar hakkındaki çalışmalarından alıntı yaparak bir başka eserde Farabi’den naklen şu bilgiler veriliyor; bu bilgilere göre Farabi, ezan musikisine de yer vermiş ve vakitlere göre okunacak ezanın makamlarını şöyle anlatmış; Sabahleyin Rehavi, subh-ı sadıkla (şafak vakti) Hüseyni, güneşin iki rehm yükseldiği zaman (kuşluk vakti) Rast, vakti Hüda’da Buselik, nısf-ı neharda Zengüle, vakdi huzurda Uşşak, vakti gurubta Isfahan, akşam namazında Neva, yatsı namazında Büzürg, vakt-i nevmde (uyku saatinde) Zirefkand makamı.

Ankara Devlet Klasik Türk Müziği Korosu’nda keman sanatçısı olarak Eskişehir’de Yunus Emre Anma Töreni’ne ve 30 Ağustos Kocatepe Büyük Taarruz’u anma törenine Kocatepe Camii imamı İsmail Coşar Hoca (merhum) ile birlikte görev almıştık. İsmail Hocam Kur’anı-ı Kerim’i makam geçgileri yaparak muhteşem davudi ve gür sesiyle okudu. Ardından ilahilere eşlik ettik. İsmail Hoca “Sabah ezanı Saba makamında, öğle ezanı Uşşak makamında, ikindi ezanı Hicaz makamında, akşam ezanı Segâh makamında (kısa ve uzatmadan), yatsı ezanı Rast makamında Cuma ve Cenaze selası Hüseyni makamında okunur diyerek beni bilgilendirmişti. Diyanet İşleri Başkanlığı desteğiyle “Ezan” isimli bir CD çıkardı. Hatta bazı Tv kanalları halen Ramazan’da akşam ezanını İsmail Coşar hocanın sesinden yayınlıyorlar.

Farabi’nin musikiye dair eserleri;

1.El-Musika’ı-Kebir: eser Kahire’de Gattas Abdülmelik Haşebe tarafından neşredilmiş.

  1. Kitabu İhsai’l-İka’at: Musiki usullerine dair esedir.
  2. Kitab fi’l – ika’at: Usullere dair ikinci eseridir. İka’nın prensipleri üzerinde durulmuştur.

Farabi, İhsa’ül Ulüm isimli kitabında da eser melodilerin çeşitleri, nasıl terkip edildikleri ve daha tesirli olmaları için gerekli bilgileri verir.

Devamı Var…

Kaynak:

İslam Ansiklopedisi- Alaeddin Jebrini – Syf. 162-163

Dr. M. Nazmi Özalp- Türk Musikisi Tarihi – 1. Cilt -Syf. 119-121

Yılmaz Öztuna – Büyük Türk Musikisi Ansiklopedisi-1 cilt- Syf 284-285