Hatıralarla Türk Musikisi (83), Şevki Bey (1)
Çocuk yaşında, Ticaret ve Nafıa Nezareti Kâtiplerinden Necmeddin Bey’den musiki öğrenmeye, daha çok şarkı formunda eserleri meşk etmeye başlar. Necmeddin Bey’in aracılığı ile Saray Konservatuvarı olarak bilinen Muzıka-yı Humayun’un Türk Musikisi bölümüne verilir. Burada eğitim, tamamen meşke dayalı yâni eseri ezberden okumaya dayalıdır. Eser geçerken usûl vurup, makam hakkında ilk bilgileri almaya çalışır. Ancak, Mevlevi Dergâhlarındaki Türk Musikisi (Tasavvuf Musikisi de dahil) eğitimi, Saraydaki Muzıka-yı Humayun’daki musiki eğitiminden çok kaliteliydi.
Şevki Bey, Muzıka-yı Humayun’da hocalık yapan Hacı Arif Bey’den çok istifade eder. Özellikle musikimize ait esaslı bilgiler edinir. Ustalaştıktan sonra Sarayın Fasıl Topluluğunda hanendelik etmeye başlar.
Şevki Bey’in şanslı olduğu yönü, Hacı Arif Bey’in hususi talebesi olarak şarkı formunun bütün inceliklerini öğrenmektir. Hacı Arif Bey de Şeki Bey’e ağırlıklı olarak kendi eserlerini geçer. On yıldan fazla bir süre Hacı Arif Bey’den meşk geçer.
Hacı Arif Bey 1885 yılının Haziran ayında vefat ettiği zaman Şevki Bey 24 yaşındadır. Şevki Bey, hem şarkı formunda hocasının yolunda ilerler hem de şarkı bestekârı olarak artık şöhret sahibidir.
Şevki Bey, Hacı Arif Bey’den hem Muzıka-yı Humayın’da hem de evinde 10 yıldan fazla ders aldığı için iki binden fazla eser öğrenir. Hacı Arif Bey’den sonra Romantik Ekol dediğimiz şarkı formunda muhteşem eserler besteler. Asırlardan beri var olan şarkı formunu Hacı Arif Bey zirveye taşırken, talebesi Şevki Bey de yüzlerce eser besteler.
İçkiye düşkünlüğü ve alışkanlığı sebebiyle saraydaki disiplinde sıkılarak istifa edip ayrılır. Daha sonra vefatına kadar “Gümrük Nezareti”nde kâtiplik yapar.
Hayatı hakkında fazla bilgi yoktur. Yakın arkadaşı Ahmed Rasim Bey de fazla bilgi veremez.
Yılmaz Öztuna, 1988 yılında Kültür Bakanlığı tarafından yayınlanan “ŞEVKİ BEY” isimli kitabında Şevki Bey ile ilgili şu açıklamalarda bulunuyor.
Hacı Arif Bey’in yakın arkadaşı Hacı Faik Bey (1831-1891) şarkı formunda tamamen Hacı Arif Bey’in yolundan gitmiş fakat neoklâsik musikide de Mevlevi Musikisinde de eserler vermiş, Şevki Bey’den altı ay önce vefat etmiştir. Bu tarihte Şevki Bey’in bestekârlık şöhreti, Hacı Faik Beyinkini çok aşmış bulunuyordu.
Mahmud Celaleddi Paşa, Arif Bey ekolünde seçkin bir şarkı bestekârıdır (1839-1899), Şevki Bey’den büyüktür ama ondan 8 yıl sonra vefat etmiştir. Emsali genç bestekârlar gibi Şevki Bey’i de himaye etmiştir.
Rifat Bey, (1820-1888) Dede Efendi’nin kızından torunu, Sermüezzin ve Muzıka-yı Humayun Albayıdır. Hacı Arif Bey ekolünü takip etmiş, yüzlerce fevkalâde parlak şarkı bestelemiştir. Şarkı formunun Hacı Arif Bey’den sonra en büyük bestekârı ve otoritesi kabul edilmiştir. Ancak, son yıllarında şarkı bestekârlığında Şevki Bey’in kendisini geçtiğine şahit olmuştur. Bir saray adamı ve musiki otoritesidir. Şevki Bey’in delikanlığında Muzıka-yı Humayun’da iken âmiri olmuştur diye açıklamada bulunmuş. DEVAM EDECEK
Kaynak: Yılmaz Öztuna: Şevki Bey - Kültür Bakanlığı Yayını
Yılmaz Öztuna: BÜYÜK TÜRK MUSİKİSİ ANSİKLOPEDİSİ - 2. Cilt Sayfa: 355-359
Dr. Nazmi Özalp: TÜRK MUSİKİSİ TAHİRİ - 1. Cilt - Sayfa: 258-260
Sadi Yaver Ataman; Mehmed Sadi Bey - Sayfa: 31-34
Nuri Özcan: İSLÂM ANSİKLOPEDİSİ - 39. Cilt
İsmail Baha Sürelsan: Ahmet Rasim ve Musiki – Sayfa: 8-9