Çorum
Açık
21°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
39,4092 %0.08
45,7270 %0.14
Ara

Hatıralarla Türk Musikisi (85), Şevki Bey (3)

YAYINLAMA:

Şevki Bey, içine gömülü âşık bir tabiata sahipti ve gönlünde muhakkak bir sevgili yaşatır. Ancak, kendisiyle teklifsiz bir dostluğumuz olduğu halde, bu hususlarda azığın sıkı tutardı.

Kendisi, ölümünden önceki bir toplantıda; “Arza lâyık değil amma hünerim / Naçizane bini buldu eserim” diye ifade etmiştir.”

“Şevki Bey’in sesi, hafif ve biraz pürüzlüydü fakat şarkılarını çok güzel içten okurdu. Şevki Bey, devamlı hüzün içinde görünür, gözlerinin altı hafif şişik, yanakları içkinin verdiği soluk bir tombullukta, hayata bağlılığı zayıf ve yaşından fazla görünürdü.”

Mehmed Sadi Bey’in güftesini yazdığı, Şevki Bey’in bestelediği uşşak şarkısı çok meşhurdur:

Gülzare nazar kıldım virane misal olmuş

Seyran-ü safalar her bir hab-ü hayal olmuş

Güller sararmış solmuş, bülbülleri lâl olmuş

Gam âlemidir şimdi, zevk emr-i muhâl olmuş.

1890 Ağustos ayının son günleridir. Şevki Bey’in ölümünün kırkıncı günü Hacı Muhip Remzi Bey’in yalısında, önce mevlid okunur. Tanburi Cemil Bey, Kanuni Hacı Arif Bey, Kemani Ağa, hafız osman, Aziz Mahmud Bey, Abdulkadir (Töre) Bey, Hafız İsmail, Şekerci Cemil Bey, İsmail Fenni Efendi, Tophaneli Sabri Bey, Rahmi Bey, Medeni Aziz Efendi, Tanburi Küçük Osman Bey ve misafirlerin olduğu mecliste daha sonra Şevki Bey’in eserlerinden oluşan fasıl başlar. Şevki Bey’in vefatının verdiği yürek acısı bütün tazeliği ile canlı durur.

Şevki Bey denince akla ilk gelen, uşşak makamıdır. Bu makamdaki eserleri; “Gülzara nazar kıldım” “Kimseler gelmez senin feryadı ateş barına” “Duçar-ı hicr-i yâr olalı didem ağlıyor” “Yâd ile geçti zamanın ağlarım” “Hastasın zannı vefa mahzunusun” “Esiri zülfünüm ey yüz-ü mahım” “Canım gibi sevdikçe seni ey âfet” “Emeli meyl-i vefa sende de var, bende de var”

Sonra, Kanuni Hacı Arif Bey, sanki ilâhi duygusuyla öyle bir hüseyni taksim yapar ki, herkes hüzün içinde “Nedir bu haletin ey mah cemalin?” “Hicran oku sinem deler” birkaç uşkak şaksının ardından Hanende Ali Bey, Muhayyer şarkıyı yanık bir şekilde okur. “Şeb-i yeldayı hicrin içre kaldım” ardından “ol günca dehan bir gül-i handan olacaktır” Sonra fasıl ara verilir. Daha sonra Udi Nevres Bey hicaz taksim yapar. “Kış geldi firak açmadadır sineme yâre” “Severim can-ü gönülden seni tersa çiçeğim” “Dil yâresini andıracak yâre bulunmaz” “Affeyle suçumu ey gül-i ter” “Ülfet etsem yâr ile ağyâre ne” Sonra, Hanende Ali Bey, olağanüstü tavırla Bayati “Gül hazin sümbül perişan, bağ-ı zârın şeki yok. Derdnâk olmuş hezarı nağmekârın şevki yok. Başka bir haletle çağlar cuybarın şevki yok. Ah eder inler, nnesim-i nevbaharın şevki yok. Geldi amma neyleyim, sensiz baharın şevki yok”

Rahmi Bey tarafından Şevki Bey’in vefatı için bestelenmiş bu şarkıya, Rahmi Bey, Kel Ali Bey, Hanende Osman eşlik ederler. Arada Cemil Bey kemençe ile öyle taksim yapar ki haremlik ve selamlıkta kim varsa hıçkırıklar içinde göz yaşı dökerler. Cemil Bey’in taksimi ile fasıl son bulur. Misafirler hüzün içinde evlerine giderler. DEVAM EDECEK

Kaynak: Yılmaz Öztuna: Şevki Bey - Kültür Bakanlığı Yayını

Ecz. Emin Akan: Tanburi Cemil Bey – Sayfa 203 - 206

Dr. Nazmi Özalp: TÜRK MUSİKİSİ TAHİRİ - 2. Cilt - Sayfa: 355 - 359

Nuri Özcan: İSLÂM ANSİKLOPEDİSİ - 39. Cilt - Diyanet Vakfı Yayını

Sadi Yaver Ataman; Mehmed Sadi Bey - Sayfa: 31-34 - Kültür Bakanlığı Yayını

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *