Çorum
Açık
21°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
39,3736 %0.37
45,6125 %0.64
Ara

Hatıralarla Türk Musikisi (86), Tanburi Büyük Osman Bey

YAYINLAMA:

30 yaşında iken hanendeliği bırakıp sazende olur. Sultan Abdülaziz döneminde ser sazendeliğe devam eder. Bu arada Galata Mevlevuhane’sine devam eder ve Mevlevi olur. Aynı zamanda en nefis saz eserlerinden olan peşrevlerini besteler.

Osman Bey, Mevlâna Celaleddin-i Rumi’ye karşı duyduğu muhabbet ve özlemin verdiği heyecanla Mevlevihanelerin hemen hemen hepsine ve bilhassa Cuma günleri Kule Kapısı Mevlevihane’sine muntazaman devam eder. Öğrendiği tanbura daha sonra kendi orijinaletesini de ilave ederek, babasının tavrına daha renkli bir tavır verir. Çok nüktedan, güler yüzlü, zarif bir kimsedir. Bu sebeple her mecliste aranır.

Osman Bey, hassas bir kulağa sahiptir. Eserlerini değiştirenlere, nağme ilave edenlere çok kızarmış.

Osman Bey, 1885 yılında uzun samandan beri çekmekte olduğu göğüs hastalığından vefat eder. Yahya Efendi Dergâhı Mezarlığına defnedilir. Üç erkek, bir kız çocuğa sahip olur. Bir bestekâr olarak saz eserlerinde nefis ve üstadane melodiler görülür. Dr. Nazmi Özalp; “Eski bestekârlarımızdan birkaçının saz eserleri istisna edilirse, geriye kalan peşrevler, mükerrer ve uzun parçalar hatırda tutması zor ve karışık bir uslûpla bestelenmiş olduğu görülür. Oysa, Osman Bey, sade ve güzel bir istikamet vermeye muvaffak olmuştur.

Osman Bey’in peşrevleri gerek ses ve perde usûl bakımından dengeli ve ölçülüdür. Osman Bey, eski peşrevleri şiddetle tenkit edermiş. Yalnız Gazi Giray’ın peşrevini fevkalâde beğenir, takdir eder. Hata Hüzzam Ayin için bu makamdan Devrikebir usulünde bir peşrev bestelemesini rica edenlere; “Gazi Giray’ın Hüzzam Peşrevi varken, ben o makamdan baka peşrev yapmaktan imtina ederim” demiş.

Veled Çelebi, Kule Kapısı Mevlevihanesinde oturur. Bir gün Osman Bey’den Suzinâk, Rast ve Sabâ Peşrevleri bestelemesini rica eder. Osman Bey, Benli Hasan Ağa’nın Rast, Tanburi Emin Ağa’nın Suzinâk Peşrevi olduğunu söyleyerek isteksiz davranır. Sabâ faslı icra edilirken Osman Bey’in meşhur Sabâ peşrevi icra edilir. Sonra Nihavend Peşrevi de tanınmıştır.

Elimizde on altı peşrev, on bir saz semaisi, yirmi beş kadar şarkısı bulunmaktadır.

DEVAM EDECEK

Kaynak: Yılmaz Öztuna: BÜYÜK TÜRK MUSİKİSİ ANSİKLOPEDİSİ 2. Cilt

Dr. Nazmi Özalp: TÜRK MUSİKİSİ TARİHİ - 1. Cilt – Sayfa 245-246

Nuri Özcan: İSLÂM ANSİKLOPEDİSİ 33. Cilt – Sayfa 460

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *