Hatıralarla Türk Musikisi (91) Mahmud Celaleddin Paşa
Mahmud Celâleddin Paşa, 1839 yılında İstanbul’un Vefa semtinde doğar. Babası, İstanbul Defterdarlarından Mahmut Aziz Beydir. Annesi Zehra Hanım, Bahriye Nâzırı Arif Bey’in kızıdır.
Rüştiye ve Dârül Maarif Okullarını okuduktan sonra özel öğretmeni ile yetiştirilir. Enderun hocalarından yakın arkadaşı olan Şâkir Efendi’den Arapça, yabancı öğretmenlerden Fransızca dersi alır. 17 yaşında Bâb-ı Âli’de kâtip Muavini olarak işe başlar. Bilgi ve çalışkanlığı sayesinde esas kadroya geçer. El yazısı çok güzel olduğu için en ciddi yazılar Mahmud Celâleddin’e yazdırılır. Aynı zamanda yakışıklıdır.
Yazdığı resmî yazısını imzalayan Sadrazam Ali Paşa, “Meclisi Vâlâ Mazbata Odası” Kâtipliğinde görevlendirir.
1867’de Girit’e giden Ali Paşa, “Mühürdar” olarak Mahmud Celâleddin’i de götürür. Daha sonra 1870’de “Dahiliye Müsteşarlığına” getirilir. Ardından “Vezir”lik rütbesi verilir. 1887 yılında da Maliye Nâzırlığına getirilir. 1891’de Ticaret ve Nafıa Nâzırı olur. 1897’de de Nafıa Nâzırı olur. Arada kısa bir süre Vursa Valiliği de yapar. 20 Ekim 1899 yılına kadar Nafıa Nazırı olarak görev yaparken vefat eder. Yahya Efendi Mezarlığına defnedilir.
Mahmud Celâleddin Paşa, iki kez evlenir. Sultan Aziz ve Sultan Hamid dönemlerindeki siyasi olaylarda etkin rol oynar. Nâzik, duygulu, yakışıklı, yoksullara yardımcı, antika meraklısı, zengin bir kütüphane sahibi, dinen vecibelerini yerine getirirken tutuculuktan hoşlanmayan, sanatkârları koruyan bir kişiliği vardır.
Mahmud Celâleddin Paşa, ilk evliliğinden Büyükelçi olan oğlu Salih Münir Paşa dünyaya gelir. İkinci evliliğini Leyla Hanım’la yapar. Leyla Hanım’dan altı erkek, bir kız çocuğu olur. Leyla Hanım aslen Kırımlı olup, Fransa’da öğrenim görür. 1922 yılında vefat eder.
Musikiyi, ünlü musikişinas Dellâlzade İsmail Efendi’den öğrenir. Zamanla geniş repertuar edinir.
Çağdaşı olan Tanburi Cemil Bey, Kemençeci Vasilâki, Lemi Atlı gibi üstatlardan faydalanırken onları da koruyup kollar. Sesi güzeldir ve temiz bir uslûp ile okur. Konağında devrin ünlü musikişinasları haftanın belli günlerinde misafir eder, fasıl tertipler, âdeta konservatuvar gibi çalışır. Bir musiki âleti çalmaz. Devrinin ünlü bestekârlarındandır. Bestelerinin çoğunun güvtesi kendine aittir. Eserlerinden yirmi beş şarkısı günümüze gelir. Bunlar: Kürdilihicazkâr Devri Hindi Fasıl şarkısı: “Sen beni bir buseye ettin feda.” Bayati: “Nâr-ı firkât şulepaş oldukça sinem çdağlanıyor. Uşşak fasıl eseri (Sengin Semâi): “Göstermedi bir gün bana baht-ı siyahım.” Rast Sengin Semâi: “Fitneler gizlenmiş mahmur gözüne.” Rarcigâr, Yürük Semai: “ Vah-ı meyusi visalindir gönül.”
Mahmud Celâleddin Paşa’nın en önemli eseri; “Mir’atı Hakiykat”dır. (1839-1908) Tanzimat ve 2. Abdülhamid döneminin mühim olaylarını anlatır. 1899’da Fransa’da vefat eder, daha sonra İstanbul’a getirilip defnedilir.
DEVAM EDECEK
Kaynak: Yılmaz Öztuna: BÜYÜK TÜRK MUSİKİSİ ANSİKLOPEDİSİ - 2. Cilt
Dr. Nazmi Özalp: TÜRK MUSİKİSİ TARİHİ - 1. Cilt
Nuri Özcan: İSLÂM ANSİKLOPEDİSİ - 27. Cilt - Sayfa: 359-360