Çorum
Az bulutlu
22°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
40,6002 %0.01
46,5797 %0.46
Ara

Dünyanın Büyüsü Bozuldu

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Bir zamanlar sabahları kuş cıvıltılarıyla uyanırdık. Güneş yavaşça yükselirken, pencerenin ardında titreşen ışıkla birlikte bir gün daha başlardı. O anlarda, dünya hâlâ büyülüydü. Her şeyin bir anlamı, her sesin bir yankısı vardı içimizde. Rüzgâr yalnızca ağaçları değil, ruhumuzu da okşardı. Fakat artık sabahları telefondaki bildirim sesleriyle uyanıyoruz. Güneş doğsa da fark etmiyoruz çoğu zaman. Çünkü başımızı kaldırmadan, parmaklarımızla dokunduğumuz sanal dünyada kayboluyoruz.

Dünyanın büyüsü bozuldu. Çünkü artık gözlerimizle görmüyor, ekranlarla yetiniyoruz. Bir çocuğun gözlerinde parlayan merakı değil, algoritmaların önerdiği videoları izliyoruz. Masalları unuttuk. Eskiden gece olunca yıldızlara bakıp “Acaba başka yaşamlar var mı?” diye düşünürdük. Şimdi gökyüzüne değil, gri bir apartman boşluğuna bakıyoruz.

Yavaşlığın, beklemenin, susmanın bir anlamı vardı eskiden. Bir mektup haftalarca yolculuk eder, açıldığında kalbimizi ısıtırdı. Şimdi her şey hızla geliyor ve hızla tükeniyor. Duygular da, anlar da, insanlar da birer bildirim kadar kısa ömürlü. Sabırsızlaştık. Her şeyi hemen istiyoruz. Beklemeye tahammülümüz kalmadı çünkü dünyanın büyüsü, o bekleyişin içindeydi.

Korkularımız değişti. Bir zamanlar ormanda kaybolmaktan ya da bir fırtınaya yakalanmaktan korkardık. Şimdi kendimiz olmaktan korkuyoruz. İçimizdeki sesin yerine, dış dünyanın bağırışlarını koyduk. Kendi yolumuzu bulmak yerine başkalarının izlerini takip ediyoruz.

Ama belki de büyü hiçbir zaman dışarda değildi. Belki dünya büyüsünü kaybetmedi de biz gözlerimizi kapattık. Belki hâlâ bir kuşun kanadında, bir çocuğun gülüşünde, bir çiçeğin tomurcuğunda saklıdır o eski sihir. Sadece biz çok gürültülüyüz artık. O yüzden duyamıyoruz.

Belki de yeniden susmayı öğrenmeliyiz. Telefonu kapatıp, pencereyi açmalıyız. Gökyüzüne bakmalı, rüzgârı yüzümüzde hissetmeli, yürümeli, beklemeli, dokunmalı, dinlemeliyiz. Çünkü belki de dünyanın büyüsü bozulmadı. Sadece biz, o büyüyü unuttuk.

Ve hatırlamak… Belki de büyünün ta kendisidir.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *