Suçlu Kim
Bir holding sahibi, her sabah ve akşam gelip geçerken iş yerinin önünde çalışan bir kambura; “Günaydın Kambur, iyi akşamlar Kambur, nasılsın Kambur, işler nasıl Kambur?“ diye seslenirmiş.
Seneler geçer. Bir sabah yine “Günaydın Kambur.” der demez, Kambur da bıçağını çekip iş adamını öldürür.
Bunun üzerine hiçbir avukat Kambur’un savunmasını yapmak istemez.
Kambur’un da ağzını ise bıçak açmaz, hapiste idam kararını bekler.
Fransa’da olayı duyan bir avukat İngiltere’ye gelerek Kambur’un savunmasını üstlenir.
Mahkeme heyeti toplanır, artık söz savunmadadır.
Fransız avukat yargıça döner, ellerini masaya yavaş yavaş vurarak ve tek tek kelimeleri seçerek;
“Saygıdeğer Yüksek İngiliz Mahkemelerinin Yargıçları, size yüksek Fransız saygıdeğer mahkemelerinin yüksek yargıçlarının sevgi ve saygılarını getirdim.
Hâkime döner ve yine tek tek kelimeleri seçerek; “Yüksek İngiliz Mahkemelerinin Saygıdeğer Hâkimleri, size yüksek Fransız mahkemelerinin sevgi ve saygılarını getirdim.
Savcıya döner ve yine tek tek kelimeleri seçerek; “Yüksek İngiliz Mahkemelerinin Saygıdeğer Savcıları, size yüksek Fransız saygıdeğer mahkemelerinin savcılarının sevgi ve saygılarını getirdim.
Jüriye döner ve Hâkim sert bir şekilde masaya vurarak hiddetle;
“Yeter be adam, savunmana geç!” der.
Avukat da;
“Aman Efendim, ben size ne dedim, hakaret edip küfür etmedim, siz neden hiddetlendiniz?
Beni susturup bana bağırarak iki saniye daha dayanıp beklemediniz, sevgi ve saygı getirdiğim halde rencide ettiniz beni” der.
“Bakın müvekkilimin senelerdir taşıdığı kamburu, iş adamı tarafından günün düzenli ve belirli saatlerinde hatırlatılarak; ona daha da ağır bir yük haline getirilmiştir.
"Günaydın Kambur, nasılsın Kambur, iyi günler Kambur... Senelerdir buna katlanmıştır.
Siz şurada iki dakika sevgi selama katlanamadınız.” der. Heyet Kambur’un beraatine karar verir.
Haksız tahrik, bir kişinin haksız bir eylemin etkisiyle yoğun öfke veya derin üzüntü yaşaması sonucu suç işlemesi durumunu ifade eder. Diğer bir deyişle, haksız bir davranışa karşılık olarak tepki niteliğinde suç işlenmesidir.
Dünya’da yaşanan hangi olaya bakarsam bakayım, derinliğine indiğimde suçludan çok sonuç görüyorum. Bir kişi çok ama çok kötü bir şey yaptığında bile, annesinin geçirdiği hamilelik süreci, büyütüldüğü aile, sonrasında çevre hepsi kişiyi bir suça hazırlayabiliyor. İradesi nerede diyeceksiniz? Doğru ve yanlışın ayırt edilemediği bir zihinde irade ne tarafa hizmet edebileceğini nereden bilecek? Tabiki suçlular haklı ya da suç işleyen cezasız kalsın demiyorum. En büyük cezayı zaten içinde yaşıyor o da ayrı ama yapılması gereken toplumdan uzak tutulurken bir taraftan da kişiyi, bir daha suç işlemeyeceği bir bilinç düzeyine getirmeye çalışmak olmalıdır. Tabii kolay iş değildir. Ama toplumda bilinç yükselmedikçe de suçun önüne de geçmek bana imkansız geliyor…