Çorum
Kapalı
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
41,6162 %0,24
48,7617 %0,44
Ara

Suçlu Kim? Hepimiz!

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Ümraniyespor beraberliği, benim son haftalardaki puan kayıplarından farklıydı! Bu kez içime ilk defa 'Acaba ilk iki hedefi zora mı giriyor?' endişesi düştü. Sahada ne yaptığını bilmeyen bir takım, saha dışında aniden boşalan yönetici koltukları ve tribünlerde bitmek bilmeyen cezalarla kendi ayağına sıkan bir taraftar profili... Görünen o ki sorun tek bir yerde değil. Bu hafta; şampiyonluk hedefine inanıyorsak, teknik heyetten futbolcusuna, yönetimden taraftarına ve biz basına kadar herkesin şapkasını önüne koyup düşünme vaktinin geldiğini konuşacağız.

Bu Beraberlik Bana Fazla Geldi!

Ümraniyespor maçı bitimi ile birlikte bu sezon ilk kez “Acaba ilk 2’de yer alamayacak mıyız?” diye düşünmeye başladım. Sezonun bu dönemlerinde Vanspor ve Serikspor gibi defansif oyunu ön planda tutan takımlara karşı yaşanan puan kayıplarını da son dakika atılan veya rakibin son dakikada kaçırdığı goller ile gelen üç puanları da çok olağan karşılıyordum ancak Ümraniyespor gibi bir rakibi karşı kaybedilen bu iki puan beni endişelendirmedi desem yalan olacak!

Serikspor maçının rakibin oyun anlayışından dolayı zor geçeceği belliydi üstüne Çağdaş Hocanın takım ile yalnızca bir kez antreman yapabilmiş olması da beraberliği benim için anlaşılır kılıyordu ama Ümraniyespor beraberliği bana fazla geldi. Elbette Çağdaş Hocanın takıma istediklerini aktarabilmek için biraz daha zamana ihtiyacı var ancak rakip de bu sezon sezonun ilk maçında Manisa FK’yi zar-zor, geçen hafta da Boluspor’u Hasani’nin yokluğunda tek gol ile geçebilmiş, hatta o golü attan oyuncusundan da yoksun olarak Arca Çorum FK karşısına çıkmış, dört maçta gol dahi atamamış Ümraniyespor idi! Eğer bu ligde şampiyonluk istiyorsak bu maçı bahanesiz kazanmamız gerekirdi. Takım, sahaya teknik direktörsüz bile çıksa, teknik direktör takımı ile bir antrenman yapmış bile olsa!

Daha önceki yazılarımda Kırmızı-Siyahlıların; 7’nci haftanın bitimi ile liderliğini sürdüreceğini öngörmüştüm ancak yanıldım. Neyse ki rakipler de puan kaybediyor da ilk iki ile aramıza çok takım girmiyor.

"Futbol Tanrıları" Artık Yetmiyor

Önümüzde Manisa FK maçı, milli ara ve Hatayspor var. Çağdaş Çavuş’un eski takımı da olması nedeni ile Manisa FK’yi alt edeceğini, milli ara ile de Çavuş’un oyun planının oturacağın, milli ara dönüşü de Hatayspor karşısında da üç puan alacağını umuyorum. Umarım bu kez yanılmayacağım! Yanılırsam vay halimize!

Ümraniyespor maçına baktığımızda ise yine saha içinde ne yaptığını bilmeyen, organize olamayan, futbolcuların kendi kendilerine bir şeyler yapmaya çabaladığı bir oyun gözlemledim. Çağdaş Hocanın “Etkili atak organizasyonlarımız olacak” cümlesinin karşılığını göremediğimiz bir karşılaşma oldu. Rakip Vanspor ve Serikspor gibi katı defans da yapmadı. Zaman zaman Kırmızı-Siyahlı oyuncuların final tercihlerindeki hata ve beceriksizler bu sonucu kaçınılmaz kıldı.

Bu da olayın sadece teknik direktör ile ilgili olmadığının saha içindekilerin de kendine çeki düzen vermesi gerektiğini de işaret ediyor bence.

Boşalan Koltuklar…

Saha dışında da bu hafta işler biraz karmaşıktı. Sportif direktör Muhammed Fettahoğlu’nun görevi bırakması, CEO Mustafa Çiçekay'ın görevden alınması ile saha dışında da olağandışı gelişmeler yaşandı. Bu tarz ayrılıklar elbet olabilir ancak bu dönemde olması endişe verici. Umarım yönetim bu iki önemli görev için doğru kişileri çok da zaman geçmeden bulup göreve başlatır. Zaten geçtiğimiz sezonlarda az kişi yönetiliyor diye eleştirdiğim duruma döneceğiz.

Kendi Kendimizi Cezalandırıyoruz

Yaşanan gelişmelerden, alınan sonuçlardan dolayı taraftarın mutsuz olduğu da aşikar ama demek değil ki onlar da her şeyi olması gerektiği gibi yapıyor! Sezon başından bu yana istikrarlı bir şekilde Profesyonel Futbol Disiplin Kuruluna sevk ediliyoruz. Tüm iç saha hatta bazı deplasman maçlarından sonra bile “çirkin ve kötü tezahürat” nedeni ile hem para cezası yiyor kulüp hem de hiç suçu günahı olmayan taraftar, “ilkokul seviyesi”ndeki tezahüratlar yüzünden bir sonraki maça gelemiyor. Sonra dönüp bir de tribünler daha fazla dolmalı siteminde bulunuluyor! O saçma sapan tezahüratları yaptıranların, maça gelmeyen vatandaşları maça çekmenin yolunu bulması gerekirken, maça gelenleri de bir sonraki maça gelemez hale getiriyorlar! Cezaya sebebiyet veren “tezahürat” da bir şey olsa, bir işe yarasa: İ**e hakem … Güler misin, ağlar mısın!

Biz basının da biraz daha sabırlı ve hoşgörülü olması gerekttiğini düşünüyorum. Eminim neredeyse hepimiz iyi niyetli olarak eleştirilerde bulunuyoruz ancak lig uzun bir maraton ve bu kadar olumsuzluğa kapılmak için bu kadar aceleci olmamak gerek. Bu kez kulübün, teknik heyetin ve takımın üzerindeki baskı artıyor ve onları da hata yapmaya, istediklerini yapamamaya ve anı kurtarmaya yönelik davranmaya itmiş oluyoruz.

Sorun Tek Değil, Birbirine Bağlı

Sonuç olarak herkesin kendine dönüp “Benim de bu durumda payım olabilir mi, varsa nedir ve nasıl önüne geçerim?" diye özeleştiri yapması gerekiyor. Ben inanıyorum bu takım bu sezon süper lige çıkacak.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *