Karaciğer Yağlanması: Sessiz Tehdit
Günümüzde sağlıksız beslenme alışkanlıkları, hareketsiz yaşam tarzı ve stres, sadece kalp ve kilo sorunlarını değil, karaciğer yağlanmasını da yaygın hale getirdi. Bu durumun her yaş grubunda görülebildiğini ve erken dönemde fark edilmediği takdirde ciddi sonuçlar doğurabilir.
Karaciğer, vücudun en büyük organlarından biri olarak toksinleri temizler, sindirime yardımcı olur ve enerji depolar. Ancak, hücrelerinde fazla miktarda yağ birikmesi “karaciğer yağlanması” olarak adlandırılır. Bu durum genellikle iki şekilde görülür:
• Alkolik karaciğer yağlanması, aşırı alkol tüketimiyle ortaya çıkar.
• Alkol dışı karaciğer yağlanması (NAFLD) ise, özellikle fazla kilo, insülin direnci ve yanlış beslenme nedeniyle gelişir.
Başlıca Nedenleri; Dengesiz beslenme: Aşırı şeker, beyaz un ve işlenmiş gıdaların sık tüketimi, Fazla kilo ve obezite, insülin direnci ve tip 2 diyabet, hareketsiz yaşam, yüksek kolesterol ve trigliserid seviyeleri, bazı ilaçların uzun süreli kullanımı
Belirtiler Her Zaman Ortaya Çıkmaz; Karaciğer yağlanması genellikle “sessiz” seyreder. Çoğu kişi, rutin kan tahlilleri veya ultrason sırasında durumdan haberdar olur. Ancak bazı kişilerde yorgunluk, halsizlik, karın sağ üst kısmında dolgunluk hissi gibi belirtiler görülebilir.
Nasıl Düzelir; İyi haber şu ki, karaciğer yağlanması erken dönemde tamamen geri döndürülebilir bir durumdur.
Sağlıklı beslenme: Şeker, beyaz un, kızartmalar ve işlenmiş gıdalardan uzak durulmalı. Akdeniz tipi beslenme modeli (zeytinyağı, sebze, balık, tam tahıl) tercih edilmeli.
Düzenli egzersiz: Haftada en az 150 dakika tempolu yürüyüş, yüzme veya bisiklet gibi aktiviteler yapılmalı.
Kilo kontrolü: Fazla kilolar yavaş yavaş verilmeli; hızlı kilo kaybı karaciğeri zorlayabilir.
Alkol tüketiminden kaçınma: Alkol, yağlanmayı artırır ve karaciğere ciddi zarar verebilir.
Bol su içmek: Toksinlerin atılmasına yardımcı olur.