Sorumluluk Sırası Kimde?
Ligdeki asıl rakiplerimizden biri ile daha karşılaştığımız ve bir kez daha elimiz boş döndüğümüz bir haftayı geride bıraktık. Yine kendimize “Bir şeyler eksik ama ne eksik?” diye sorduğum bir maç izledim. Sorun taktiksel eksiklikler mi yoksa oyuncuların hırsı mı anlamakta güçlük çekiyorum. Bu sezon ilk kez bir maçta rakipten daha çok kart gördük (Şimdiye kadar tersi oluyordu ve bu benim eleştirdiğim bir konuydu) ama skor anlamında, oyun gücü anlamında bir artış göremedim. Belli ki bir teknik heyet-futbolcu uyuşmazlığı var, belli ki sistem hata veriyor. Bu takımın çok daha baskın çok daha skorer bir futbol oynaması gerek. Öyle bir takım kuruldu. Tahsin Tam buraların teknik adamı değil, bunu biliyorduk. Çağdaş Çavuş için aynı şeyi söylemek doğru olmaz bence. Genç ama geçmişine baktığımızda potansiyelinin olduğu apaçık ortada bir isim. Hâl böyle olunca benim gözümde oklar biraz futbolcuların tarafına kayıyor. Saha içinde hırs, maçı kazanma arzusu göremiyorum. Ceza sahasında top ile bu kadar buluşup bu kadar az skor üretmek, sorunun futbolcularda olduğuna inandırıyor beni. Geride kalan 14 haftada rakibe az çok az pozisyon verip rakip ceza alanda bu kadar çok top ile buluştuğumuz halde, 14 maçın yarısında puan kaybetmişiz ki bu 14 maçın 4’ü en alt sıradaki dört takım. Zaten tek hedefleri az gol yiyip mağlup olmak olan takımlar! Küme düşme hattının hemen üstündeki iki takımdan da (Ümraniyespor ve Istanbulspor) yalnızca bir puan alabilmişiz. Orta sıralardaki takımlar ile (Boluspor, Serikspor, Vanspor) ile berabere kalanmış. Böyle şampiyon olunamayacağı gün gibi ortada. Amed SF’yi yenmeyi başardık ama o da biraz maçın hem ligin ilk haftası Çorum’da oynanmış olması hem de rakibin henüz önemli transferlerini takıma monte edemediği döneme denk gelmesi oldu.
Sonuç olarak Bandırmaspor maçında yediğimiz gol tamamen şanssızlıktı, buna diyecek bir şey yok ama gösterilemeyen reaksiyona diyecek çok var! Biz eksiktik ama bizim kadar rakip de eksikti. Bizim sekiz eksiğimiz çeşitli mevkilere dağılmıştı ancak rakibin eksikleri tamamen tek bölgedeydi. Dört stoperinden de yoksun olarak sahaya çıkan bir takıma gol atamadık!
Bundan Sonraki Başarısızlık Kime Yazar?
”Şimdi haftaya lider giren ancak liderliği kaptıran Bodrum FK ve şu an lider olan Pendikspor ile peş peşe iki maç oynayacağız. Oldukça korkutucu bir cümle değil mi?
Orada değildim, izleme ihtimalimiz de olmadığı için çok net bir şey söylemek zor tabii ama Çağdaş Çavuş’un maç sonu basın toplantısına baktığımızda, tam bir istifa öncesi basın toplantısı cümleleri … Kısa ve yuvarlak. Çağdaş Çavuş’un hiç tarzı olmayan bir türden. Belki bir değişiklik daha yaşayabiliriz bu hafta”
Bu cümleleri yazdıktan sonra kulüpten “Çağdaş Çavuş ile yollar ayrıldı” bilgisi geldi. Ben yine de üstteki cümleleri silmek istedim çünkü üstteki cümlelerimi destekleyecek bir şeyler daha yazmak konuyu şuraya bağlamak istiyorum … Bu saatten sonraki başarısızlık tartışmasız futbolculara yazar! Birkaç güne yeni bir teknik direktör açıklanacaktır ve bu teknik direktör ile de (Bu muhtemelen çok daha kariyerli olacak) başarı gelmezse ne yönetime ne de oyun planına denecek bir şey kalır. O yüzden futbolcuların da bir şeyler yapması gerek artık!
Bu Sezonun Bitip Bitmeyeceği Kaygısı
Biraz da geçen haftaki yazımda bahsettiğim bahis soruşturmaları ile ilgili de birkaç cümle daha söylemek istiyorum. Geçen haftaki yazımda futbolcuların her ne gerekçe ile olursa olsun bahis oynanamaması gerektiğini savunarak, etik olmayan davranışlarda bulunan futbolcuların ceza almasının olumlu bir karar olduğunu belirtmiştim. Sadece zamanlama ile ilgili “Acaba?”larım olduğunu ve TFF’nin masumiyet karinesine titizlik göstermesi gerektiğini savunmuştum.
Özellikle alt ligler ile ilgili cezalar açıklandıkça anladım ki bazı şeyler pek aklı selim değil de devrim niteliğinde yapılmaya çalışılmış.
Süper lig bu durumdan pek etkilenmedi. Hatta 2. ve. 3.liglere bakarak 1.ligde nispeten düşük hasar aldı ancak soruşturmanın 2. ve 3.ligdeki etkilerine baktığımızda ortada ciddi bir hasar var. 1'inci ligdeki kulüp ve oyuncuların açıklamaları da dahil bir çok savunmaya baktığımızda kulüplere ve bazı futbolculara ciddi haksızlıklar yapıldığı da aşikar.
Bugüne kadar hiçbir kulüp futbolcu transfer ederken, doğal olarak, bahis oynayıp oynamadığını araştırmadan transfer yaptı. Araştırmak istese de zaten resmi veri elde edemeyecekti çok büyük ihtimalle. Gördük ki birçok oyuncu, henüz profesyonel olmadan oynadığı bahislerden ceza aldı. Bu durumda şu anki kulüpleri yine mağdur. Bu kadar paranın döndüğü bir sektörde “sezonun ortasında” yapılan ve hemen uygulamaya geçilen ceza sistemi birçok kulübe hayati derecede etki etti. Burada kulüpler adına üzüldüm. Bu sürecin kulüplerin ve futbolcuların sezon sonunda etkileneceği şekilde yapılması gerektiğini düşünür oldum.
Dün de önemli açıklamalarda bulunan TFF Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu, “yangına körük ile gitmek”e meyilli olduğunu veya “demirden korksak trene binmezdik” psikolojisi ile devam edeceklerinin sinyalini veren türden cümleler sarf etti, “oruşturma sadece hakem ve futbolcularla sınırlı kalmayacak. Bu hafta teknik direktörler, antrenörler, malzemeciler, sağlık çalışanları, menajerler ve gözlemcilerle ilgili veriler de incelenecek” dedi. “Çok sayıda oyuncu ceza alacağı için kulüplerin zorlanacağını biliyor ancak "Gerekirse takım sayıları düşsün, altyapıdan gençleri oynatın" diyerek taviz verilmeyeceğini de vurguladı. Hapis cezasından da bahsetti.
Tek İsteğimiz Futbolun Eski Saf Haline Dönmesi
Bu da bu sezonun bitip bitmeyeceği veya nasıl biteceği ile ilgili kaygılarımı artırdı. Bu soruşturmalar ve verilecek kararlar sonrası futbolun sevdiğimiz, önceden bildiğimiz saf haline döneceğinden emin olsam, lig bitmese de olur ama … Bir şeylerin düzelmeme haline o kadar alışmışım ki sanırım bu yüzden buna da inanamıyorum. Umarım yanılırım!