Çorum
Açık
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
39,6754 %0.12
46,1893 %0.37
Ara

HATIRALARLA TÜRK MUSİKİSİ 26

YAYINLAMA:
HATIRALARLA TÜRK MUSİKİSİ 26 BUHURİZADE MUSTAFA ITRİ EFENDİ İstanbul’da Mevlanakapı civarındaki Yayla semtinde 1630 yılında doğar. Asıl adı Mustafa’dır. Şiirlerinde kullandığı “Itri “mahlası ve Buhurizade lakabıyla tanınır. Musiki sanatında deha mertebesindeki ustalığı, hat sanatı ustalığı ile divan şiirine Arapça ve Farsça ’ya derin vukufundan dolayı çok iyi bir öğrenim gördüğü anlaşılıyor. Ünlü sultan IV. Mehmed (Avcı Mehmed) döneminde parlamaya başlar. O çağda Türk Musikisinin ünlü ustalarının yetiştiği ve musikimizin zirveye tırmandığı yıllardır. Itri’ye çok değer veren bu padişah, kendisini sık sık saraya davet eder, bestelerini bizzat kendi sesinden dinler ve takdir eder. En yakın dostu ise Kırım hanlarından Selim Giray Han’dır. Selim Giray Han, boş zamanlarını Çatalca’daki Kadı çiftliğinde geçirir. Burada Itri, Hafız Post, Yahya Nazım Çelebi, Seyit Nuh, Tanburi Mehmet, Santuri Ali (Ali Ufki Bey), Kemani Hüseyin gibi ünlü sazende ve hanendeleri ve o zamanın ünlü şairleri ve edebiyatçıları ile sohbet eder, musiki dinler.Bunun için Itri, bu sanatsever devlet adamından her zaman yardım ve ilgi görür. Itri, IV. Mehmed, III. Süleyman. II. Ahmed, II. Mustafa, III. Ahmed olmak üzere beş padişah dönemini yaşar ve saygı görür. Türk Musiki tarihinin en önde gelen birkaç simasından biri olan Itri, hanendeliği, şairliği ve hattatlığının yanı sıra özellikle bestekarlığı ile tanınır. Musikideki hocaları kesin olarak bilinmemektedir. Ancak Derviş Ömer, Kasımpaşalı Koca Osman, Küçük İmam Efendi ve Hafız Post gibi ustalardan faydalandığı tahmin ediliyor. Rauf Yekta, “Itri, gençliğinde her hafta Pazartesi ve Perşembe günleri mahallesine yakın olan Yenikapı Mevlevihane’sinedevam eder ve musikiye karşı duyduğu aşırı susuzluğun tekkede dinlediği ayinlerdeki ruhsal neşeyle doyurmaya çalışırdı. O tarihlerde Yenikapı Dergahında Cami Ahmet Dede (ölümü 1671) isminde alim fazıl bir zatın şeyh olması pek çok kimseleri oraya cezbediyordu. Tekke’de parlak Mevlevi ayinleri yapılıyordu. Bu münasebetle dergâh, İstanbul’un en ünlü musiki üstatlarının toplanma yeri olmuştur. Rüştü Şardağ, Mustafa Itri Efendi isimli kitabında “MEVLEVİLİK VE MUSİKİ” sayfa 37 bölümünde “Bazı tarikatlarda da yer almış olduğunu gördüğümüz musiki, asıl Mevlevilikte başta gelir. Mevlevi tekkelerini; Hazreti Mevlana’dan alarak ısıtır. Sultan Veled eliyle ilk kurulduğunda güzel sanatlar akademisi oluşturma amacı güdüldüğü görülür. Bu noktada hemen bir şeye dikkat çekmek gerekiyor. Mevleviliğin bütün Türkiye’yi, doğuyu yer yüzünde 72 milleti kendine hayran bırakan sanat sevgisi ve anlayışı Müslümanlığın gerçeğinde de var. Camilerimiz, bir çeşit İslam güzel sanatlar galerileridir. İşte büyük Mevlâna, Allah mesajcısı olarak karşılığı Tebrizli Şemsten sonra musikiye, Allah’a ulaşmayı simgeleyen, “dönüşü” kattı. Onu ortak nokta yaparak oyuna güzel sese,ölümsüzbestelere ardına kadar kapıyı açtı. Onun vefatından sonra kurulan Mevleviliği, birçok dar görüşlü din adamının “bid’at”” diyedamgalayacağını düşünmeden musikiyi temel öğe saydı.Tekkeler daha sonra güzel sanat akademileri haline getirildi Dini kaynaklı bir musiki akışı Mevlevihanelerin temeli oldu. Dahi bestecimiz, divan ozanı olarak Mevlana’ya bağlıydı. Engin bir musiki sevgisine kanatlarını açtığı için de Mevleviliği doğal olarak yol edinecekti.Hele Mevlevi Tekkesi de doğduğu yere çok yakın olunca ve kendisinde güzel bir ses ve musiki bilgisi bulununca ve bu tekkede değerli musiki hocası olan Cami Dede’ninünü de bilinince, onun Mevlevi tekkesine girmemesi düşünülebilir mi? Nitekim Süleymaniye KitaplığınaZühtü Efendi Kütüphanesindengelen 105 sayı ile kayıtlanmış Abdülbaki Dede’nin 24 makamındaki Mecmua-i Ayini Şerifinde Itri’nin eserlerine yer verilirken bir yerde Makam-ı Segâh Itri Dede “diyerek Mevlevilikte kendisi dedelik derecesinde gösterilir. Devam edecek Kaynak: Rüştü Şardağ -Mustafa Itri Efendi (KültürBakanlığı) Yılmaz Öztuna – Itri Kültür Bakanlığı Nuri Özcan – İslam Ansiklopedisi 19. Cilt (Diyanet Vakfı Yayınları) M.Nazmi Özalp- Türk Musikisi Tarihi 1. Cilt. (TRT) Yılmaz Öztuna- Büyük Türk Musikisi Ansiklopedisi 1. Cilt (Kültür Bakanlığı)
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *