Ölümsüzlük Arayışı

Yayınlama: 27.03.2024
Düzenleme: 26.03.2024 17:11

Ölümsüzlük Arayışı

İnsanoğlunun merak dürtüsü onun sürekli bir arayış içerisinde bulunmasına yol açmaktadır. Ölümsüzlük arayışı da, insanlığın en eski ve en karmaşık arzularından biridir. Bu arayışın temelinde ölüm korkusunun yanı sıra sonsuz bilgi ve deneyim edinme arzusu gibi çeşitli motivasyonların yattığını düşünmekteyim. İnsanlık tarihi boyunca ölümsüzlük arayışı, mitolojiden bilime kadar birçok alanda önemli bir gizem olmuştur. İnsanlar genellikle yaşlanmayı durdurmak veya ölümsüzlüğü elde etmek için çeşitli yöntemler aramışlardır.

Antik mitolojide, pek çok kültürde ölümsüzlük arayışı mitlerin merkezinde yer almıştır. Örneğin, Yunan mitolojisinde Tanrılarla insanlar arasındaki ayrım, ölümsüzlük konusunda temellendirilmiştir. Bazı efsanelere göre, ölümsüzlük elde etmek için tanrılardan bir şeyler almak veya onlarla ittifak kurmak gerekiyordu.

Ölümsüzlük arayışı tarih boyunca insanlığın ilgisini çekmiş ve farklı kültürlerde mitler, efsaneler ve bilimsel araştırmaları şekillendirmiştir. Örneğin, Gılgamış Destanı, ölümsüzlüğü arayan efsanevî bir kralın hikayesini anlatır. Bu destan, Sümer mitolojisindeki en önemli figürlerden biri olan Gılgamış’ın, tanrılara başkaldırıp efsanevi diyarlarda gezindiği ve yaşamının mucizevî olaylara sahne olduğu serüvenlerini içerir. Gılgamış, yarı insan yarı tanrıdır ve doğaüstü güçlere sahiptir. En yakın dostu Enkidu’nun ölümü üzerine, kendi ölümlülüğüyle yüzleşen Gılgamış, ölümsüzlüğü bulmak için uzun ve zorlu bir yolculuğa çıkar. Bu yolculuk sırasında, gerçek ölümsüzlüğün, isminin nesiller boyunca anılması ve yaşatılması olduğunu anlar. [1]

Modern zamanlarda ise, ölümsüzlük arayışı bilim ve teknoloji alanında devam etmektedir. Örneğin, bazı araştırmalar, insanların uzuv ve organlarını yenileyebilme yeteneğini geliştirmeye yönelik olup bu tür çalışmalar gelecekte tıp alanında devrim yaratabilir.

Ölümsüzlük fikri, felsefede de sıkça tartışılan bir konudur. “Transhümanizmin Ölümsüzlük İddiasının Kur’an Açısından Değerlendirilmesi” başlığını taşıyan bilimsel çalışmada günümüzde teknolojinin hızla ilerlemesi ve insan hayatındaki etkinliği arttıkça, insanların ileri teknoloji ile desteklenmiş sağlam ve ölümsüz bir fizyolojiye sahip olma fikrine daha fazla ilgi gösterdiği belirtiliyor. Transhümanizm kavramı bu düşüncenin merkezinde yer alıyor ve biyoteknoloji, nanoteknoloji ve yapay zekanın gelişimi ile insanın varoluşunu güçlendirerek ölümsüz üst insan kimliğine erişme vaadinde bulunuyor.[2] Yazarların bu konuyu Kur’an perspektifinden ele alarak, transhümanizmin ölümsüzlük iddialarını ve bu iddiaların dini açıdan taşıdığı anlam ve sonuçlarını tartıştıkları makaleyi okumanızı öneririm.

Ölüm ve ölümsüzlük kavramlarının, insanlığın en eski ve en karmaşık düşüncelerinden biri olduğundan bahsetmiştik. Biz biliyoruz ki her canlı ölümü tadacaktır lâkin insan hayatta var olduğu müddetçe içindeki bu merak duygusu ile kim bilir daha nice gizemli konulara kapı aralayacaktır.

[1] Gılgamış Destanı (2015). İş Bankası Kültür Yayınları.

[2] Feyzi, V., & Bilgiz, M. (2023). Transhümanizmin Ölümsüzlük İddiasının Kur’an Açısından Değerlendirilmesi. Kafkas Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 10(20), 347-367.