Yolda

Yayınlama: 01.02.2023
Düzenleme: 02.03.2023 15:10

Yolda

İyileşmek, yeni şeylere adapte olmak, öğrenmek, öğrendiklerini uygulama süreci her insanda farklıdır. Aynı görüntüyü farklı algılar doğru olana yolculuk ederken farklı yollardan geçeriz. Her şeyin her durumda ve her zaman tam da olması gerektiği gibi olduğunu kabul etmek bu yüzden altın bir kuraldır. Olanı olduğu gibi kabul etmek, kişileri olduğu gibi kabul etmek bunu dile getirmenin aksine zordur. İsteriz ki herkes bizim gibi olsun herkes bizim gibi davransın. Bizim baktığımız gibi baksın ki dünyaya bizim verdiğimiz tepkileri versin. Çektiğimiz bütün sıkıntıların kökünde bir durumu veya bir insanı kabul edememek yatar. Bir yere varılmak için bir yoldan geçilmesi gerektiğini bunun da bir süre alacağını unuturuz ve sonuç odaklı yaşarız hep. O sona gelinsin ve yolculuk bir an önce bitsin. Oysa bizi biz yapacak olan yolda yaşadıklarımız ve birbirimizden ayıran o yolda geçirdiğimiz süredir.

Aynı noktada buluşmak üzere çıktığımız hayat yolunda birbirimizle karşılaşır kimini geçer kiminden geride kalır bazen de oturur gelen geçeni izleriz. Bazıları hayat boyu eşlik eder bize. Edemeyenlere kızmak niye? Üzülmek niye? Aynı yerde buluşacaksak arkada yada önde olmaya mana yüklemek niye?

Birine kızgınsan nedenini iyice bir düşün. Senin anlamış olduğun bir şeyi anlayamamış ve anlayamadığı için hareketlerine yansıtamamış olması gerçekten ona kızmanı gerektirir mi?

Aslında kızsanda küssende elinden gelecek tek şey yolunda yürümektir ve değiştirebileceğin tek şey de kendi hızındır…

Yolunu kaybetmiş genç adam yol kenarında oturan yaşlı bilgeyi görünce çok sevinmiş ve hemen yanına varıp, sormuş;

-Yakınlardaki şu beldeye ne zaman varabilirim acaba sizce ey bilge?

Bilge hiç istifini bozmadan;

-Bilemem, demiş.

Genç üzülerek tekrar yoluna devam etmiş. Ama bir müddet sonra yaşlı bilge gencin arkasından seslenmiş;

-3 saate varırsın.

Hani bilmiyordun, demiş genç.

Bunun üzerine yaşlı bilge de;

– Az önce senin hızını bilmiyordum, demiş.